21 Ağustos 2004 Cumartesi

TANRI BENDEN ÖZÜR DİLER Mİ ? - Düz Yazı


Bir sonucu olacak mı, son durağı var mı bindiğim otobüsün ? Bindiğim otobüs sürüklerken beni hasretten hasrete, terminalde bekleyen mutluluklar var mı bir yerlerde irili ufaklı ? Bulabilecek mi bunca özlem, bunca gözyaşı, bunca sevda ( kalbime basınç yapan ) akacak bir deniz ? Var mı bir manası gecenin yarısı şaha kalkan hüzünlerin ? Değer tabi arka planıysa her şey güzel günlerin. 

Peki ya değilse ? Kalbim ne kadar kaçar keskin nişancılarından kahpe kaderin ? Elbet yorulur, elbet durulur, elbet vurulur beklenmedik bir anda gayet hazırlıklı !

Ya ben gündüzleri yok yere kara saydıysam gecelerden ? Ya ben bir daha içine bakamayacağım gözlerin için içi parlayan gözlerimden olduysam ? Ya ben bir daha sarılamayacağım bedenin için bedenimi başkasına haram saydıysam ? 

Yok yere… özür diler mi sence gün gelir de Tanrı benden ?

21.08.04 / Alanya
Ferit GÜNAYDIN.

17 Ağustos 2004 Salı

OLACAK ŞEY DEĞİL - Düz Yazı


Olmuyor. Olacak gibi de görünmüyor. Ne esişim deli rüzgarlar gibi sert, ne duruşum yunan heykelleri misali asil, ne topraklarım el değmemiş bedenler misali davetkar, ne de gülüşüm gün yüzüne çıkmamış sırlar misali gizemli, sana kar etmiyor hiçbiri. Giremiyor atmosferinden yağdırdığım gök taşları. Muhafazakar ülken almıyor beni vatandaşlığına. Ben ki uğruna kendi ülkemi terk etmişim. Tek geçmişi sen bilip, sensiz geleceği reddetmişim !

Olacak şey değil, öğretmişler sana aşkı bir matematik problemi gibi. Aşk sanattır, aşk resimdir ortaya paha biçilemez tablolar çıkartan. Sen ona bir problemmiş gibi yaklaşırsan, ben sana hiç yaklaşamam. 

Olacak şey değil, ben ki Türkiye de tatil kadar ucuz, sen ki Amerika başkanı kadar zengin. Bu kadar az bir bedele böyle bir ülkeyi nasıl reddedersin ?

17.08.04 / Alanya
Ferit GÜNAYDIN.